ENG
ENG
Kalple Dinlemek

Kalple Dinlemek

Konuşmak nasıl bir sanatsa, dinlemek daha da marifet isteyen bir sanattır. Bugün sizlerle farklı iki dinleme türüne birlikte bakmak isterim. Kalple dinlemek, ve zihinle dinlemek. Bu iki dinleme türü iletişimde etkinlik açısından, ilişkilerimizin dinamikleri açısından çok farklı sonuçlar doğuruyor.

Kalple dinlemek, karşımızdakini hiçbir gündemimiz olmadan, gerçekten ne söylediğini duyabilmek amacıyla dinlemektir. 


  • 1. Kalp, yaşanılan andadır. Tüm varlığıyla sadece ve sadece karşısındakine odaklanır. Onu anlamak ve yalın gerçeği görebilmek ister.
  • 2. Varsayımda bulunmaz. Anın içinde her şeyin ortaya çıkabileceğini, hiçbir şeyin göründüğü gibi olmayabileceğini baştan kabul eder.
  • 3. Ön koşulsuzdur.
  • 4. Gündemsizdir. Karşısındakine empoze etmek istedikleri yoktur.

Tüm bu özellikleriyle kalp, dinlenilen kişinin varolmasına izin verir, kendini ifade edebilmesi için alan açar. Bu yeni ortaya çıkan alan, kişinin kendini özgürce ortaya koymasına olanak sağlar. Böylece kalple dinlemek, sağlıklı iletişimi mümkün kılar.


Diğer taraftan, zihinle dinlemek, dinlediğimiz kişinin söyleyecekleri ile ilgili yorucu bir süreç içerir.

  • 1. Zihin anda kalamaz. Bir yandan dinler gibi gözükürken, bir yandan da hafif hafif ya geçmişe, ya da geleceğe kayar. Karşısındakinin geçmişte yapıp söylediklerine takılıp, birazdan söyleyeceklerini tahmin etmeğe çalışır.
  • 2. Adeta diğerinin aklını okuyabildiğine inanır. Hatta hatta bazen ortaya atlayıp karşısındakinin sözünü keser, ağzını açmaya fırsat bırakmaz.
  • 3. Konuşana duyulmadığını, anlaşılmadığını hissettirir.
  • 4. Bir anlamda kendi çalar, kendi oynar ve maalesef ortalıkta bir “sağırlar diyaloğu”dur, gider.

Kalple dinlediğimizde, dinleyenle dinlenilen arasında çok güçlü bir iletişim zemini oluşur. Bu zemin, her iki tarafın anlaşıldığını hissettiği, rahatlayıp huzur bulduğu, güven dolu bir ilişkidir.

Dinlerken zihnimizin ağır bastığını fark edebilme, sağlıklı iletişimin ilk adımıdır. Kalbimizle değil de, zihnimizle dinlerken fark edince kendimizi, istersek, sadece şu ana odaklanmayı ve karşımızdakine alan açarak dinlemeyi seçebiliriz.


Biliyoruz ki, ancak farkettigimiz şeyi dönüştürebiliriz. Bundan sonra birini dinlerken, bir yandan da kimin dinlediğini farketmeye calısalım. Bakalım kim dinliyor? Kalbimiz mi, zihnimiz mi?


Kalpten sevgiler.

PAYLAŞ
BENİ TAKİP EDİN
Rana Beri